Güncel konular, magazin, ve komik hikayeler için sizleri bekliyoruz....

24 Eylül 2016 Cumartesi



        Dünya dönüyor sen ne dersen de yıllar geçiyor farketmesen de. 
Yıllar geçmiş olamaz ama sanırım dakikalardır kitlenmiş bir şekilde duruyorum.Sonunda kendime geldim derin bir nefes alıp Günışığı'nın yüzüne baktım ve o mükemmel hareketi yaptım.Yüzümde gezen yumuşacık ellerini ittim bir daha bana dokunmayacağını bile bile bunu yaptım içim kan ağlaya ağlaya kaderime razı olsun. 
     Ne olduğunu anlamamış bir şekilde suratıma bakıyor bense gözlerimde yaşlar ayağa kalkıyorum.Sanırım beni deli sanıyor şuan yani aklı başında bir insanın yapacağı bir iş değil benimki, içeriden İris'in sesini duyuyorum (teşekkür ederim ) , beni bu durumdan kurtaracak tek kişi şuan o . Kapıyı tıklayıp müsaade istiyor , ağzımı açıp titrek bir sesle gel diyebiliyorum. Odadaki manzara aynen şöyle; Günışığı yatağa uzanmış yatıyor ben yanında oturuyorum ve gözlerimden yaşlar düştü düşecek.Şimdi böyle bir manzara karşısında insanın aklına pek mantıklı şeyler gelmiyor doğrusu o yüzden İris'in yüzündeki ifadeyi yargılamıyorum. Bu sıra Günışığı ayağa kalkıp gidiyor , dur bekle her şeyi açıklayabilirim demeyi o kadar çok isterdim ki ... Ama çocuğa ne diyeceğim 'göğüslerim iri dursun diye çorap koydum onlar gözüküyor 'mu diyeyim yani , kaderime razı oldum . Tam bunlarla uğraşırken birden odaya X giriyor sanırım olayların farkında suratı kıpkırmızı ve sinirden kulaklarından resmen duman çıkıyor.Neredeydin diyor yahu bu çocuk sanırım salak , e buradaydım canım arkadaşınla takılıyordum görmedin mi diyemedim tabi . Yapabildiğim tek şey bir anda ağlamak oldu . X 'in kollarındayım ,sımsıkı sardı beni nefes alamıyorum ama yine o lanet olası çoraplarım gözüküyor ! Adım çoraplı manyağa çıkacak .Müsaade isteyip lavaboya gidiyorum , akan makyajımı siliyorum. Kimseye veda etmeden sessizce çıkıyorum evden kimsenin beni daha fazla salya sümük ağlarken görmesini istemedim . 
       Taksideyken İris'in omzuna yatıp ağladım hemde tüm yol boyunca. Arada kafamı kaldırıp burnumu sildim sonra tekrar ağladım. Şimdiyse tavanı izliyorum,gözlerimde artık yaş kalmadı.Saatlerce tavanı izledim sanırım deliriyorum diye düşünürken telefonumu elime alıp hiç düşünmeden Günışığını bütün sosyal medyada ekledim (tam bir yüzsüzüm). Önce bi pişman oldum tam istekleri geri çekecekken yapmaktan en çok korktuğum şeyi yaptım . X'in telefonundan gizlice aldığım Günışığının numarasına bir mesaj attım . 'Uyudun mu ? ' bu mesajla her zaman dalga geçmişimdir ve şuan bu mesajı ben attım ve böylece tüm gemileri yaktım .
      Bir haftadır konuşuyoruz , işin garip tarafı  X'de bu durumun farkında oda benimle konuşuyor 3 müz snapleşiyoruz falan . Neyin içindeyim bennnnn ????? Bu arada söylemeyi unuttuğum küçük detay İris benim için komik çocukla konuşuyor sırf ben Günışığıyla buluşabileyim diye ya ben bu kızı yicem.
       Kalabalık bir rakı masasındayız (evet yine aynı meyhane ) ,eş dost tanıdık tanımadık herkesle kadeh kaldırıyoruz. Kadeh sayıları gittikçe artıyor ve hop sarhoşuz. Şaşırmadınız dimi ? Bende öyle . İrisle konuşmaya başlıyoruz artık söylemen lazım böyle gitmez diyor , küçük bir detay daha vermek gerekirse Günışığı benimle arkadaşıymışım gibi konuşuyor yani hiçbir bağ yok aramızda. İris canımı acıtan bir kaç cümle daha söylüyor , kadehimi elimi alıyorum canımın yanmasını yatıştırmak için bardaktaki rakıyı fondip yapıyorum . 
      Gözümü açıyorum ve karşımda onu görüyorum. Bu hissi daha önce hissettiniz mi bilmiyorum , bu çok değişik bir his onu gördüğünde çok mutlu oluyorsun içindeki kelebekler resmen kolbastı oynuyor ama o senin değil,ona istediğin gibi sarılıp kokusunu içine çekemiyorsun. Hayııır lütfen şuan değil ağlamak istemiyorum. Bizi gördüğünde gülümsüyor , gülüşünden öperim ya .Sarılıyoruz ona en son böyle sarılmaya kalktığımda 'soğan yedim öpmeyeyim demişti ' neyse şuan bunu hatırlamanın bir anlamı yok . Arabaya biniyoruz onlarda sarhoş , İris arka koltuğa geçiyor bende arka koltuğa yeltenmiş gibi yapıyorum ve komik çocuk yemi yutuyor .BİNGO ! Önde sevdiceğimin yanında oturuyorum, niyetimiz sahilde bir şeyler içmek bu arada rakı masasındaki arkadaşlarımızada 1-2 saate geliyoruz dedik. Hiç niyetim yok oysaki ... Bu yol nasıl bitti bilmiyorum uyumuş olamam herhalde , bir apartmanın önündeyiz hadi diyorlar iniyoruz ,  iyide nereye ? Komik çocuğun evine geldik .Neresi burası diyorum KARŞIYAKA diyor . Lan o kadar yolu nasıl geldik resmen hafıza kaybı yaşıyorum. Evin çok güzel bir terası var ,oturup rakı içilesi bir manzara. Öyle boş muhabbet edip biralarımızı yudumluyoruz.Bir süre sonra üşüyüp eve geçiyoruz,yanımda oturuyor nasılda güzel kokuyor ... 
İrisle göz göze geliyoruz yahu ben bu kızı cidden seviyorum,ne güzel bir arkadaşsın sen ya.
Komik çocuğa dönüp 'yaaaa ben manzarayı izlemek istiyorum' diyor, o buz gibi havaya rağmen bunu istiyor . Komik çocuk bize bakıp 'geliyor musunuz' diyor tabi ki hayır bebeğim hadi git. Baş başayız sanırım ilk defa ona bu kadar yakın ve aynı zamanda bu kadar uzağım.Yan yana oturuyoruz öyle müzik falan açıyoruz pek bir şey konuştuğumuz yok ben bir süre sonra  biraz daha yanaşıyorum ona biraz daha derken başım onun omzunda ... Saçımla oynuyor (bu benim en sevdiğim şeydir ) kaç dakikadır böyleyim bilmiyorum ama o an tek istediğim güneş doğmasın, bu odaya kimse girmesin, bana hep böyle baksın , elleri beni sevmekten yorulmasın olmuştu. Suratımı ellerinin içine alıp dizine koyuyor (hemen fesat düşünmeyin ya ) saçlarımla oynamaya devam ediyor diğer eliyle de bana sarıldı. Şuan eti puf gibiyim kalıbım var ama dokunsa yumuşacığım ,kıvamsızım , sanırım aşık oluyorum. 
         Çığlıklarla uyanıyorum ,etrafa bakıyorum kırıp dökülen eşyalar ve İris var. Kafamda her şey kesit kesit bir türlü birleştiremiyorum arkamı dönüyorum Günışığı yanımda uyuyor. Uykudan yeni uyandığım ve bu şekilde uyandığım için beynim olanları birleştiremiyor. 
         Kapının önündeyiz sanırım uyanıp aşağı inmem 2 saniye falan sürdü. Neden buradayım ve neler oluyor anlayamıyorum. İrisin suratına bakıyorum anlamak için anlatması için... Tek diyebildiği şey 'gidiyoruz buradan ' oldu. Yahu neler oluyor , komik çocuk nerede ? Günışığı nerede ? Ve en önemlisi biz eve nasıl döneceğiz... 
       Hayatımın en korkunç gecesini yaşadım , sabahı da diyebiliriz çünkü saat 5.30'du . O korkunç park, o insanlar, bakkaldaki abla ,taksici abi ve rakı masasındaki çocuk... Bir dakika onun burada ne işi var ? Detaylar için en kısa sürede döneceğim,yanınızda sevdiğiniz biri varsa ona kocaman sarılın ve şükredin.Eğer sevdiğiniz biri var ve yanınızda değilse arayıp çağırın,hayat keşkeler için çok kısa...


ÖPÜCÜKLERLE...
    
Continue reading

21 Eylül 2016 Çarşamba


Lady Gaga - Perfect Illusion


"Perfect Illusion" Lady Gaga'nın 5. stüdyo albümünden çıkan ilk single'ı.
Şarkı çıktığı gün bi' kesim büyük bir hayal kırıklığına uğradı.
Bi' kesim "Gaga ne yapsa dinleriz, severiz" dedi, diğer kesim "Olmamış bu. Bu böyleyse albümü düşünemiyorum" dedi. Bir diğer kesim ise "Lady Gaga bu zamana kadar bir çok müzik türü denedi ve başarılı oldu. Ve yeni şeyler denemesinde hiç bi' sakınca yok" dedi.

Bana soracak olursanız ben 3.kesimin düşüncelerini benimsedim.
Çok koyu bir Gaga hayranı değilimdir fakat dinlemeyi, izlemeyi ve insani görüşlerini çok severim.
Bence sadece müzik değil, pek çok alanda başarısını konuşturan ve hak eden bir kadın.

Gelelim yeni şarkımıza. Dediğim gibi şarkının ismi "Perfect Illusion". Hafif rock esintileri duyduğumuz, Gaga'nın sesini son derece güzel ve kuvvetli kullandığı ve diğer Gaga şarkıları arasında farkını rahatça koyabileceğini düşündüğüm bir şarkı. 
8 Eylül 2016 tarihinde resmi VEVO kanalına yüklendi şarkı. Sadece audio hali 17.237.202 görüntülenme aldı. 
Gaga her zaman gücünü, hayallerini, bazen korkularını yani "benliğini" şarkılarına ve imajına
çok rahat taşıyabilen başarılı bir kadın oldu. 
Ama bu sefer tüm bu saydıklarımı imajından çok müziğine taşıyan bir kadın gibi geldi.
Güzel mi oldu derseniz, evet bence güzel oldu. Ben Gaga'nın değişiminden memnunum,
Ne kadar çok yönlü bir sanatçı olduğunu gösteriyor çünkü. 

Şarkının klibi bugün erken saatlerde VEVO kanalından yayınlandı. 

Hadi biraz da klibi konuşalım! 

 Aslında tam düşündüğüm gibi bir klip olmuş. Yeteri kadar sade ama aynı zamanda yeteri kadar sert.  
Gaga her zaman yaptığı gibi klipte şarkıyı birebir yaşamış, bu durumu hareketlerine ve mimiklerine yansıtmış. 
Saçı, kıyafetleri, makyajı...
Her yönüyle Gaga mükemmel görünüyor klipte.
Ben klibi çok beğendim!

-Sternum 



DUYURU: SİZLER İÇİN BİR ÇEKİLİŞ YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ!
HAZIRLAYACAĞIMIZ ÇEKİLİŞ HEDİYELERİ TAMAMİYLE EL YAPIMI OLACAK VE BİZ YAPACAĞIZ!
LÜTFEN TAKİPTE KALIN VE ÇEKİLİŞİMİZİ KAÇIRMAYIN!


SİZİ SEVİYORUZ!

Continue reading

18 Eylül 2016 Pazar

American Horror Story: Roanoke 



Eveeeeeeeeet!

Merakla beklenen "American Horror Story Sezon 6" nihayet yayınlandı!
Dizinin yapımcısı sevgili Ryan Murphy  bu sefer değişik bir taktik uygulayıp dizinin yeni sezonuyla alakalı bi' gram bi' şey söylemedi biz izleyicilere!

Bildiğiniz üzere geçen sezon diziye "Lady Gaga" dahil olmuş ve ortaya muazzam bir iş çıkarmıştı. E doğal olarak bu yeni sezonda "sezonun yeni teması ne?" ve "Lady Gaga diziye devam edecek mi?" gibi sorular beynimizi kurcalıyordu.

Dizinin yeni teması ve ismi "Roanoke" (Tema hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için yazının sonuna bilgilendirici bir link koyacağım)
Ve evet! Lady Gaga diziye devam ediyor!
Fakat yeni albüm hazırlığında olduğu için kendisi ana kadroda yer almıyor. (Anlayışla karşılanması gereken bi durum olduğunu düşünüyorum kadın kendi mesleğine odaklanmış vaziyette sonuçta ve Gaga'yı ne kadar özlediğimi tahmin edemezsiniz!)


Yeni sezonun ana kadrosunda ise; 
  • Lily Rabe
  • Kathy Bates
  • Wes Bentley
  • Sarah Paulson 
  • Cuba Gooding Jr.
  • Cheyenne Jackson
  • Andre Holland 
  • Denis O'Hare
  • Angela Bassett 
  • Evan Peters
gibi birbirinden yetenekli oyuncular bulunuyor.
Ayrıca Matt Bomer ve Finn Wittrock ise tıpkı Gaga gibi ana kadroda olmayan ve bi kaç bölümlük dizide yer alan oyunculardan.

YAZININ DEVAMI SPOILER İÇEREBİLİR!

Gelelim 6. sezonun ilk bölümüne!
Ne kadar objektif olurum bilmiyorum ama sizin fikirlerinizi etkilemek istemem. Yazıyı biraz kendi düşüncelerimle yoğurabilirim :(

Arkadaşlar kötü haberi vermek istiyorum, bu sezonun ilk bölümünde tüylerimizi diken diken yapan o güzelim intro müziği yok! 
Ve sonra o sahnelerle karşılaştım, bu dizi değil bildiğin belgesel olmuş!
Belgeselimizin ismi "My Roanoke Nightmare". Yani ilk bölümün ismi.
Sevgili yapımcımız Ryan bey sezonla ilgili hiç bir bilgi vermediği için dünyanın dört bir yanındaki seyircilerin kafaları bu konu hakkında taşağa döndü ayıptır söylemesi.

Ben genelde ilk bölümleri fazla beğenmem, kötülerim. Fakat sezon ilerledikçe sezona aşık olmaya başlarım. Bu benim AHS tarihimde hep böyle olmuştur.
İlk bölümümüz belgesel tadında zaman zaman bizi geren, korkutan sahnelerle dolu.
Asıl karakterlerin ve belgeseli anlatan oyuncu karakterlerin benzerliği ise gayet güzel ve başarılı olmuş ki bu isimlerden birisi cağnım Lily Rabe.

İlk bölümde eski sezondan sahnesi olmayan oyuncular çok fazla. Sanıyorum ki dizi asıl ikinci bölümden itibaren başlayacak.
Lady Gaga ve Kathy Bates ikinci bölümde bizlerle beraber olacak! 

Yeni sezonumuz Metacritic skor olarak diğer sezonlara göre daha yüksek bi' skora sahip:%72
Jessica Lange  ne yazık ki bu sezonda bizlerle beraber değil.
Fakat üzülmeyin, yapımcılığını Ryan'ın üstlendiği FEUD isimli bir dramada rol alacak ve duyduğumuza göre çekimler başlamış bile!
 
Şahsi olarak söyleyeceğim şeyler var!
Yeni temayı beğendim. 
İlk bölümü biraz sönük buldum. 
Belgesel fikrini anlayamadım ve olmasa olurdu kafasındayım.
Yeni oyuncuları beğendim.
Lütfen Ryan tüm bu laflarımı bana yedirt! 
Beni utandır Ryan!

Benim yeni sezonun ilk bölümü ve temasıyla ilgili sizlere söyleyeceklerim bu kadar!
Umarım hoşunuza gitmiştir! 
Dizinin teması hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz Buraya tıklayabilirsiniz!
İyi seyirler efendim!
-Sterum

YENİ SEZON TEMASI VE İLK BÖLÜM İLE İLGİLİ YORUMLARINI ESİRGEMEYİ UNUTMAYIN!


DUYURU: SİZLER İÇİN BİR ÇEKİLİŞ YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ!
HAZIRLAYACAĞIMIZ ÇEKİLİŞ HEDİYELERİ TAMAMİYLE EL YAPIMI OLACAK VE BİZ YAPACAĞIZ!
LÜTFEN TAKİPTE KALIN VE ÇEKİLİŞİMİZİ KAÇIRMAYIN!


SİZİ SEVİYORUZ!
Continue reading

15 Eylül 2016 Perşembe




            Sakinim sakinim sakinim ...
Ciğerlerimin dolduğunu hissedercesine derin bir nefes alıyorum. Kalbim sıkışıyor , avuçlarımın içleri terlemiş , bana neler oluyor ? 10'a kadar sayacağım ve sakinleşeceğim , evet başlıyorum .... Tamam iyiyim , hadi Pubis gözlerini aç artık ,bunu yapabilirsin...
           Aynanın karşısındayım , stresten delirmek üzere kendime bakıyorum . Neden bu stres , korkmana gerek yok , her şey güzel olacak . Kendime bakmaya devam ediyorum aslında gayette güzel görünüyorum. Üstümde, göbek deliğimin bile görünmesini sağlayacak dekoltede bir bluz , altında siyah dar bir pantolon var birde ne olur ne olmaz diye omuzlarıma aldığım siyah kaşe montum . Evet kızım sen busun , kendine gel ... 
Makyajımın tamamlayıcısı bordo rujumu da sürdüğüme göre artık hazırım.
          Kaç dakikadır ayna karşısındayım bilmiyorum , içime sinmeyen bir şey var , bir olmamışlık var.Her şeyi teker teker inceledim ,sorunu bir türlü çözemedim derken gözümün önünden bir den şu sözcükler geçti ; TEBRİKLER !! BİZDEN 100 PUAN KAZANDINIZ. Neden mi ? Hemen açıklayayım ;  Tabi ki göğüslerim daha iri gözükmesi için sütyenimin içine koyduğum çoraplar...Ya utanıyorum biraz ama ne yapayım ,böyle daha güzel gözüküyorlar , dimi ? İris'e bakıyorum onaylar gibi bir yüz ifadesi var . Yüzüme bir tebessüm getiriyor bu onaylama , bu arada İris'e bakıyorum  o da şahane gözüküyor , ya biz ne kadar tatlıyız yahu , yicem şimdi . Bitti sanıyor musunuz tabi ki bitmedi ... Teknolojinin gözünü seveyim , bir tanesin teknoloji diyerek biricik Sternumumuzla görüntülü bir aramaya yapıyoruz , bir onaylama daha alarak , geceye startımızı veriyorduk ki , o da ne ? Bütün mahalleyi ayağa kaldırabilecek güçteki bu kornaya kim basıyor ?? Tabi ki taksici , taksi çağırdığımızı tamamen unutmuşuz.Panikle hemen dışarı atıyoruz kendimizi , hemen dediğim sürede yaklaşık bir 10 dakika . Ne yapayım ayağımda boyum kadar topuklu ayakkabılarla koşamam. 
           " ..... meyhanesi " lütfen . İşte en sevdiğim cümle . Aynı masada bu defa İrisle kadeh tokuşturuyoruz , en sevdiğim yerde , en sevdiğim içkiyle ve iyi bir arkadaşla beraberim , keyfime diyecek yok . Bu arada hemen açıklayayım ; Bu kadar süs ve stres meyhaneye gelmek için değildi . Bu akşam X'e davetliyiz (zorla davet ettirdim ) Günışığı ve komik çocukta orada olacak bu yüzden benim önce biraz rahatlamam gerekiyor , damarlarıma alkol gerekiyor. Kadehimiz yine kalkıyor ,ŞEREFE ! A ona içmedik , a buna içmedik , aaa onu nasıl unuturuz şerefe şerefe derken yine fazla kaçırdık ...
            Apartmanın önündeyiz , burayı taksiye nasıl tarif ettik ,nasıl geldik bilmiyorum.Kapı açılıyor asansöre biniyoruz , kat 8 . Birbirimize bakıp gülüyoruz bazen böyle olur konuşmadan anlarız birbirimizi , konuşmadan da cevaplarız ama bu gülmenin bir anlamı olduğunu sanmıyorum neyse fazla düşünmemek gerek , ay dur kapı açıldı . Hooop evdeyiz , oturma düzenimiz şöyle ; İris ,ben , X , karşımda Günışığı onun yanında tekli koltukta kim olduğunu ve neden burada olduğunu bilmediğim bir çocuk . Ee komik çocuk nerede , bu kim ? Neyse yok sanırım , bu garip çocuğa bakıyorum sanırım farkında olmadan baya bir uzun baktım .Garip çocuk hemen kendini tanıtıyor fakat kesinlikle susmuyor birde çok hızlı konuşuyor , tek anlayabildiğim PİLOT oluşu , pilot mu , sen ??
Neyse şuan asıl sorunum yanıma oturan X , elini omzuma atıyor ,kulağıma bir şeyler fısıldıyor , yapıştı gitmiyor bense ağlar gözlerle Günışığına bakıyorum. Durumum çok kötü, ağlamak üzereyim. İristen yardım istemek için ona dönüyorum , ne yapıyor bu kız ? 
Umarım ölmüyordur , korkuyorum panikle daha dikkatli bakıyorum ve gördüğüm manzara karşısında o muhteşem kahkahamı atıyorum . Şöyle açıklayayım evde bir köpek var ve cinsi 'golden' ve yeterince yetişkin bir köpek aynı zamanda çokta uysal .Bu tatlış köpecik, İris ile benim ortamda yerde oturuyor , İris ise eğilmiş , köpeği kucağına almaya çalışıyor (köpek 25 kilo falan ) ,sonra kaldıramayacağını anlayınca bu sefer köpeğe bir şeyler anlatmaya başlıyor baktı ki tepki yok ,vazgeçip benimle birlikte kahkaha atıyor .
           X belimden tutup kendine doğru çekiyor kulağıma bir şeyler fısıldıyor , bağırdım bağıracağım o derece sinirliyim , kendime hakim olamamaktan korkuyorum ve ayağa kalkıyorum desem de inanmayın ilk seferde kalkamadım , yahu ben niye bu kadar içtim... Arkamı dönüyorum artık hiçbir şey umurum da değil ,derin bir nefes alıp X'e sesleniyorum 'lavabo nerede ? ' Sakin olmalıyım , bir şeyler yapmalıyım , düşün düşün düşün ...Aklıma gelen en akıllıca hareketi yapıyorum ve içeri gidip bütün alkolleri fondip yapıyorum. Benim aklımdan da fazlası beklenemezdi . Durun bir dakika , bu oda karanlık neler olur ? Kimse yok mu ? Diğerlerinden bahsetmiyorum tabi kide Günışığı yok ,nerede bu çocuk ? 
            İris giriyor odaya , Günışığı içeri uyumaya gitti , biz ikna edemedik birde sen dene diyor ve göz kırpıyor . Canım İris , bir tanem İris , SENİ SEVİYORUM ! Resmen boş kale karşısında topla bekliyorum , canım istediği an golü atacağım.Odaya giriyorum yüz üstü yatmış , yüzü duvara dönük . Önce yaaa hadi kalk şirinlikleri yapıyorum olmuyor sonra konuşarak ikna etmeye çalıştım yine olmadı bende en sonunda yanına yattım ... Ve olanlar oluyor bana dönüyor , yes bebeğim , bende seni seviyorum. Yüzü bana dönük benimki de ona, alkolün verdiği cesaretle dayanamayıp öpücem hatta belki daha fazlasını bile yapabilirim (sapık mıyım ben ? ) . Eli saçıma geliyor saçlarımla oynuyor  daha sonra septumumla oynuyor (evet septumum var )  şuan çok mutluyum hiçbir şey umurumda değil , keyfimi hiçbir şey kaçıramaz  .Bahtsızım demiştim dimi ? Bu muhteşem anda bakışlarım bir anda aşağıya kayıyor , bunu neden ve niçin yaptım bilmiyorum.   KAHRETSİN !!!! Göğüslerim büyük gözüksün diye koyduğum çoraplarım gözüküyor.Etraf karardı , başım dönüyor , tansiyonumu hissetmiyorum sanırım bayılacağım ... 
Yazarken bile kötü olduğum bu anın devamı için döneceğim , öpücüklerle. 
Bu arada kadehimi bu sefer bütün BAHTSIZLARA kaldırıyorum , ŞEREFE !

Continue reading

11 Eylül 2016 Pazar



 
Her Türk gencinin yaşayacağı vazifelerden biri olan üniversite sınavına ben de girmiş(2 kere) tercihlerimi yapmıştım. Yaz tatilimi olabilecek en sıkıcı şekilde "akraba düğünü" ile harcıyor, yine de üniversiteye girememe ihtimalimi unutamıyordum. Günler böyle geçerken sonunda o can alıcı gün gelmişti. Tercih sonuçları! Gecenin bir vakti annemin ağlayan sesi "Kazanmışsın!" dedi "Hemde ilk tercihini!"  Derin bir oh çekip belki binlerce kez araştırdığım okulu tekrar araştırdım. Sonrasında tabi ki bütün sosyal medya hesaplarımı okulun adı ve bölümümle süsledim. Tam da o an içimi telaş kapladı. Kazandığım için bu kadar sevindiğim okulun ortamı nasıl olacaktı? İnsanlarla anlaşabilecek miydim ? Tüm bunlar aklımı kemirirken, okulumun adını Twitter'da arattım. Tercihler açıklanalı 2 saat geçmiş olsa da bir sürü kişi okulumu kazandığını tweet atarak belirtmişti. Aralarından benimle aynı bölümde olan sadece iki kişi vardı. Tabi ki ikisini de takip ettim. Çocuklardan biri ilgimi çekmişti profilini stalklamaya başladım. Çocuk resmen taş gibiydi. Edindiğim bilgilere göre sevgilisi yoktu ve her mükemmel erkek gibi gaydi.( :( ) Ben yine de şansımı denemek için DM'den yürüdüm. Fakat bir karşılık alamadım, bana numarasını bile vermedi! Okul açılana kadar Twitter üzerinden konuşmamız devam etti. Okula gittiğim ilk gün ders çıkışı yanına gidip kendimi tanıttım, yakından çok daha yakışıklıydı. Konuşmamız ilerledikçe(gay olduğuna emin olunca) ne kadar iyi anlaştığımızı ikimizde fark ettik. O yakışıklı gay çocuk zamanla benim biricik Sternum'um oldu. Zaman ilerlerken bizim ponçik arkadaşlığımıza kimsenin gıybeti, fitneliği ve fesatlığı işleyemedi.(Nazar duası, Amin!) Derslerin yükü ve sınıfta ki gruplaşmalar tam gaz devam ediyorken, Vizeleri atlatıp Finallere tosladık! O zamanlar tatlış mı tatlış, dışı sizi içi herkesi yakan arkadaş grubumuzla deliler gibi Fizyoloji kasıyorduk. Bir gün sürekli gidip ders çalıştığımız, sahibiyle göte parmak kıvamında olduğumuz için çayların beleş olduğu cafede beynimizin kapasitesinden çok çalışıyorken, içimizden biri "Hadi rakı içmeye gidelim, kafa dağıtırız!" dedi. Ve kendimi meyhanede buldum. Bizim tatlış grubumuzun çoğu yorgun olduğu için gelmemiş sadece rakı bağımlıları olarak kalmıştık. Fikri ortaya atan arkadaşımız, onun bir arkadaşı, bizim tatlışlardan sarışın cool bir kız ve o zamanlar yakın arkadaşım olan başka bir kız masadaydık. İsimleri gizli tutmak istediğim için fikri ortaya atan arkadaşa "Aynak" onun yakın arkadaşına "Berk" ve o zamanlar yakın olduğum kıza "Hazal" diyeceğim. Belirtmem gereken diğer detay ise Aynak' ın Hazal'a aşık olduğu ve o ortamda ki herkesin bunu bildiği. İçkiler içilir, müzikler dinlenirken Hazal'ın kafa gitmeye başladı. Ses etmedik, eğlensin! Ne olabilir ki? Meyhaneden çıkıp dans etmeye gitmeye karar verdik. Kafa dağıtacağız ya... Hep gittiğimiz, Berk'in çok yakın bir arkadaşının olan Bar'da dans edip eğlenmeye devam ettik. İçkiler, shotlar giderken bu sefer Hazal'ın kendisi gitti. Uzun süredir takık olduğu çocuk aynı Bar'da kalabalık bir gruplaydı. Çocuğun yanında 2 tane daha erkek ve 3 tane kız vardı. Hazal alkolünde yetkisiyle iyice gerildi ve biz sorun çıkmaması adına başka bir Bar'a geçtik. Orada eğleniyoruz içkiler, shotlar durmadan devam ediyoruz saat ilerliyor falan derken Hazal birden ortadan kayboldu. Burada bir hatırlatma yapmak istiyorum Aynak Hazal'a aşık! Hazal hiç kimseyi umursamadan takık olduğu çocuğun yanına gitti ve bize "Ben bu gece onunla gidicem" dedi. Çocuğa bakıyorum kaş göz ayrı oynuyor resmen gelmesin diyor. Hazal'a bakıyorum "Gidicem" diye tutturmuş. Bırakın laf dinlemeyi ayakta duramıyor! Sonuç olarak Hazal gitti, Berk ben ve sarışın cool kız ortamı idare etmeye çalışıp bir yandan Hazal'a ulaşmaya çalışırken Aynak durumu fark edip sinir krizi geçiriyor arabasını almak için son sürat Berkle beraber yanımızdan ayrılıyor. Kalıyoruz iki kız baş başımıza! Gecenin 5'inde Barların ve Meyhanelerin bol olduğu bir semtteyiz. Hem de ne yüzünden? Hazal'ın kocaya kaçması yüzünden! Uzun uğraşlar sonucu Hazal'a ulaşıyoruz. İki göz iki çeşme ağlıyor. Takık olduğu çocuk bunu evden mi kovmuş bilmem ne. Onu sakinleştirmek için çorbacıya gidiyoruz. Aynak ve Berk gelmiyor. Hazal ağlamakta boyut aşıp hönkürüyor, garsonlar kolonya getiriyor, rezil oluyoruz. Adamlar o kadar acıyor ki bize hesap almıyorlar. Sonunda eve varıyoruz. Hazal sonunda zıbarıp yatıyor. Sarışın cool kızla oturuyoruz, sigaramızı sarıp sırayla dumanlarımızı üflüyoruz. Bir birimize yorgunca bakıp "Ne uğraştırdı a*ına koyduğumun karısı" diyoruz ve gülümsüyoruz. İşte o günden sonra o sarışın cool kız benim biricik bahtsız Pubis'im oluyor. Ve hikaye burada bitmiyor...
Ha bu arada ben İris.
 Hepinize öpücükler, kalpler, sarılmalar ve sevgiler...



Continue reading

10 Eylül 2016 Cumartesi




             Dünya'nın gerçekten döndüğüne kanaat getirdim.Ben duruyorum o dönüyor , ben dönüyorum oda dönüyor , neler oluyor yahu ? Dur dur dengemi sağladım yürüyebiliyorum , yanımda günışığı var telefonundan bana bir şeyler gösteriyor,  gözlerimi kısarak telefonun o parlak ekranına bakmaya çalışıyorum ,bembeyaz bir ışık var, içimden bir ses ışığa doğru gitme diyor ,  ne alaka yahu içimdeki seste sarhoş sanırım .Kafamı ekrandan kaldırıp yüzüne bakıyorum , nasılda güzel bakıyor... Bir süre daha bakmaya devam ediyorum , bakışlarında bir gariplik var . Arkamda bir şey mi var ? Neler oluyor diye arkama dönmeye çalışıyorum ve dediğim gibi sadece çalışmakla kalıyorum ,bu gece kendi yörüngem bana ters.Kısa bir süre sonra anlıyorum ki telefonda gösterdiği şeyle ilgili cevap bekliyormuş, gülüyorum ,evet diyorum .Tabi şimdi soracaksınız , sen ne anladın da neye evet dedin. Tabi ki bir şey anlamadım inanın neye evet dediğim hakkında en ufak bir fikrim yok.Bu şekilde yürümeye devam ediyoruz önümüzde İris, x ve komik çocuk var , yola bakıyorum etrafı izlemeye çalışıyorum ama odaklanamıyorum, sahi şuan ben nasıl yürüyorum acaba ? Bu arada günışığı bir şeyler anlatmaya devam ediyor , ya ben seni yerim , yahu bu çocuk beni sevdi mi acaba ? Bunları düşündüğüm sırada ayıp olmasın diye bir yandan da anlattıklarını dinlemeye çalışıyorum ama kesinlikle olmuyor söyledikleri benim için sadece bir uğultu. Eyvah yine bana bakıyor ve sanırım bir cevap bekliyor , en iyi yaptığım şeyi yapıyorum ,gülüyorum hatta gülmemin dozunu ayarlayamayıp kahkaha atmaya başlayınca x arkasını dönüyor , böyle bir surat ifadesi olamaz , olmamalı , ben sana ne yapmış olabilirim diye düşünüyorum ve çok geçmeden aklıma geliyor, haklısın ... Benden sana yar olmaz , yengen olayım mı yakışıklı ??? Daha sonra x yanımıza geliyor hatta bununla da yetinmeyip ortamıza giriyor böyle yürümeye devam ediyoruz . X sürekli bir şeyler anlatıyor , çok affedersiniz bir şey  sorabilir miyim ? Ben şuan sarhoşum kimse bunun farkında değil mi ? Neden bana bir şeyler anlatıyorsunuz , anlamıyorum ,duymuyorum ve en önemlisi cevap vermiyorum.Bu geceden bir şey olmayacağı çok belli , içimden ümitlerim yıkıldı gitti şarkısını söyleyerek devam ediyorum , gecenin sonu belli oldu , taksi ve ev .    
            Yataktayız , gözlerimi tavana dikmiş düşünüyorum ... Ne yapacağım ? Nasıl davranmam gerekiyor ? Bundan sonra neler olacak ? Bunları konuşmam biriyle paylaşmam ve mantıklı bir cevap almam gerekiyor , ağzımı açmak için girişimde bulunuyorum fakat olmuyor çene kaslarım adeta bana engel oluyor .Son bir girişimde bulunup , sağ tarafıma dönüyorum ve konuşmak için yöneliyorum ...
Tabi ki konuşamadım tek yapabildiğim gülmekti bu gülüşüme bir misafirim daha vardı , İris .Evet yanımda yatan İristi yani merak etmeyin .
          Daha sonraki bir kaç gün x ile iyi anlaşmaya çalıştım . Günışığına ulaşabileceğim tek nokta x , o gece günışığının numarasını almak hiç aklıma gelmedi .Hemende sosyal medyadan yapışmak stalklamak istemiyorum çünkü bu sefer kendimi kaptıracağımı , salya sümük yataklara düşeceğimi , depresyona gireceğimi biliyorum o yüzden şuan için tek hedefim x ile aramı iyi tutmak. Canım x seni seviyorum !
           İrisle yürüyoruz , bu geceki tek planımız içip eğlenmek. Bunun içinde gidebileceğimiz en mantıklı yerlerden birindeyiz Alsancak ! Dedikodu yaparak ,insanları eleştirerek yürümek en sevdiğimiz aktivitelerden birisi , o ne giymiş , ay onlar hiç yakışmış mı derken gözüme bir şey çaptı . Bir ışık , Alsancağın o renkleri arasında bir ışık bana doğru yaklaşıyor , bir cisim yaklaşıyor efendim!! Neler oluyor diye daha dikkatli bakmaya başlıyorum ve içten içe  çığlık atmak ne demekmiş o dakika anlıyorum . Bu güzel ışık benim ışığım , GÜNIŞIĞI ! Yahu sen ne yapıyorsun burada ? Yanımıza yaklaşıyor , ağzım açık , azı dişlerim hatta çıkmayan günlerce ağrı çektiren 20'lik dişlerim bile gözüküyor .Heyyy kendine gel kızım , sakin ol , dur bir dakika ... Hoppp yapışıyorum çocuğa "Selam". Parmak uçlarımda yükseliyorum çünkü boyu benden uzun çünkü öpmem gerekiyor . Daha önce bahtsızlığımdan bahsetmiş miydim ? Şöyle anlatayım ; parmaklarımın ucundayım , dudaklarım balık gibi yanaklarına yapışmayı bekliyor ve o kıvrak bir el hareketiyle omzumdan tutup beni yere indiriyor. Bakakalıyorum , ters bir şey yapmamam gerekiyor , sakin olmalıyım , derin bir nefes alıp yüzüne bakıyorum . Dudaklarından şu kelimeler çıkıyor ; "Soğan yedim öpmeyeyim " . Cümleyi doğru anladığımdan emin olmak için İris'e bakıyorum , gülüyor , evet kesinlikle doğru duymuşum . Soğan yerken boğulursun umarım ! Sanki umurumda değilmişcesine kafamı çeviriyorum ,komik çocuğu görüyorum , merhabalaşıyoruz ve o anda başka bir ses duyuyorum , doğru mu duydum bu bir kadın sesi mi ? Başımı bir tık daha çeviriyorum ve boyumdan biraz daha kısa bir kadınla karşılaşıyorum , hayatımda gördüğüm en sevimsiz insan . Size de oluyor mu bilmiyorum ama bazen böyle ilk tanıştığın insanla elektiriğin uyuşmaz ya çok seversin ya hiç sevmezsin  ama bundan sonraki süreçte bu durum hiç değişmez hep ilk anki his devam eder , evet öyle bir andayım ,göz göze geldiğim anda bir şey beni itti ya da kıskançlığımdan öyle hissettim bilmiyorum . Düşmanını yakın tut taktiğini uygulayarak sahte bir gülücükle "merhaba " diyorum , kendimi tanıyorum . İsmini duyduğum anda başlayan huzursuzluk iler ki zamanlarda da devam edeceğini hissetmemden kaynaklanıyormuş , biliyordum başıma bela olacağını ,biliyordum bir sorun olarak kalacağını. Hissetmiştim dememeyi dilerdim oysaki .
           Adını bu kadar duyacağım bir kadını , eğlenmeye giderken tanımak istemezdim , senin yanında görmek istemezdim . Ne o gün ne ondan sonraki günlerde senin yanında olmasını, senin dudaklarından onun adını duymayı hiç sevemedim.
           Nerede miyiz ? En sevdiğimiz meyhane de, en sevdiğimiz masada, o zaman ŞEREFE !
Sonrası için döneceğim , beni bekleyin ...
         
Continue reading

8 Eylül 2016 Perşembe


Sia - The Greatest

Video klibiyle beraber 5 Eylül 2016 tarihinde SiaVEVO Youtube kanalında yayınlandı.

Tabii ki video klibinde yine Maddie Ziegler oynuyor.
Şarkı klasik Sia şarkılarını andırsa da taşıdığı anlam gerçekten çok başarılı. Sia bu konuda adeta bi' usta! 
Şarkıların taşıdığı anlamları video kliplerle birleştirmesi ilk zamanlar bizlerde ne kadar "ne izledim lan ben" efekti veriyor olsa da alıştık artık.
Sia bize izlediğimiz şeyler hakkında kafa yormamız gerektiğini ve video kliplerinin üstünde çok fazla emek verdiğini mükemmel bir biçimde aşıladı.


Hadi! 
Yaptığı işi seven, üstlerinde çok fazla emek harcayan ve emeklerinin karşılığını biz dinleyicilerden alan Sia'nın yeni klibini gelin beraber inceleyelim!

Klibin ilk sahnesinde bizleri bu sefer siyah peruğu ile Maddie karşılıyor.

 
Yüzüne yaptıkları makyajın renklerinden verilmek istenen mesajın anlamı ilk sahneden anlaşılıyor zaten.
Kimilerine göre Sia'nın sarı peruktan siyah peruğa geçişi yaptığı müziğin geliştiğine ve değiştiğine kanıtmış.
Kimilerine göre kliplerin taşıdığı anlamlara göre peruk rengi değişiyormuş.

Diğer bi' sahnede Maddie arkadaşlarını yerde baygın bi' biçimde görünce ağlıyor. 
Gerek rol yeteneği, gerek dans yeteneği olsun bu kız tam bir dehşet!


Maddie ağlarken yerde yatan arkadaşlarını adeta cesaretlendiriyor ve hep beraber dans ediyorlar. 
Grubun lideri gibi, cesareti olmayanları cesaretlendiriyor.

Çılgınlar gibi dans ediyorlar ve çok mutlulular!


Eğleniyorlar ve herkes birbiriyle bi' ortak nokta içerisinde.
Birbirlerine yabancı değiller.



Klipte Maddie ile beraber 48 tane dansçı daha var, yani klip 49 adet dansçı ile çekilmiş. Ve her biri yansıtmak istedikleri duyguyu çok başarılı bi' biçimde yansıtmışlar.

Şunu biliyoruz ki Sia kliplerinde anlatmak istediği anlamlara göre dansçı sayısını belirliyor. Diğer kliplerinde hep bunu yaptı.

Sia neden 49 adet dansçı ile çalıştı? 
Klip başlarken Maddie'nin makyajında ki gök kuşağı renkleriyle ne alakası olabilirdi?

Derken tüm dansçılar bi anda yere yığılıveriyolarlar! 


Evet doğru anladınız! 
Sia yeni şarkısı ve video klibinde 12 Haziran 2016 da eşcinsel bireylerin tercih ettiği Pulse isimli mekanda gerçekleşen ve 49 kişinin hayatını kaybettiği iğrenç saldırıyı konu alıyor! 
Şarkının sözleri, klipte bize yansıtılan bu denli güzel mesajlar...

Maddie'nin bakışları yapılan bu iğrenç saldırıya karşı duyduğumuz üzüntüyü çok iyi bi' biçimde anlatıyor!



Klip Maddie'nin ağladığı sahne ile son buluyor.
Göz yaşı, gök kuşağı makyajının üstünden yavaşça yere doğru akıyor.




Şahsi fikrimi soracak olursanız ben bu şarkıya ve video klibe tam anlamıyla hayran kaldım!
Sia ve Maddie iş birliği yine bizleri şaşırtmadı ve ortaya son derece emek verilmiş olan bu güzel şeyi sundular!

Şarkıyı resmi SiaVEVO kanalından dinlemek için aşağıda paylaşmış olduğum video linkinden dinleyebilir veya kliple beraber izleyebilirsiniz! 

Sia - The Greatest

Mutlu günler! Bi' sonraki yazıda görüşmek üzere! 
Sternum 
Continue reading



     

              Uyuyor uyanıyor ve yasak aşkın içinde buluyorum kendimi . Etrafıma baktığımda bir rakı masasındayım en sevdiğim mezeler var kadehimde en sevdiğim içki var keyfim gayet yerinde. Yanımda yeni tanışmış olduğum ve ilk defa buluştuğum bir erkek arkadaşım var (sanırım benden hoşlanıyor ) ona bu hikayede x diyeceğim , x değişik bir çocuk nasıl anlatsam tarzı dövmeleri , giyinişi ,espirileri falan değişik yani aslında çok eğlenceli gözüküyor birlikte çok çok çok eğlenebiliriz diye düşünüyorum . Aslında bizden çok iyi arkadaş olur yakışıklı he ne dersin ?? 
            X'in yanında yakın arkadaşım İris oturuyor , rakı masalarının vazgeçilmez ikilisiyiz sanırım. İrisin yanında kim olduğunu anlayamadığım komik bir çocuk oturuyor , espirilerinin bazılarını anlayıp nezaket icabı sahte bir gülüş atıyorum bu benım artık sus gerizekalı ikazım ama çocuğun bunu farkettiğini sanmıyorum neyse konuşması dışında zararsız biri gibi gözüküyor otur evladım   boş ver .  Kafamı sıradakini görebilmek için biraz daha çeviriyorum ve işte tam karşımda oturuyor... Bu kim ? Neler oluyor ? Gözlerim kamaşıyor 1 dakika durur musunuz lütfen ... Bu günışığı renginde etrafı aydınlatan , gözlerimin kamaşmasını başımın dönmesini sağlayan kişi x'in arkadaşıymış ! X ile yeni tanışmışlar birbirlerini çok sevmişler çok eğleniyorlarmış falan filan sürekli bir şeyler anlatıyorlar benimse aklımdaki tek şey günışığının gülüşü...Masaya dirseğimi dayamışım tek elimle de çeneme destek oluyorum , ağzım yüz kaslarıma aldırış etmeden kulaklarıma varmak üzere onu inceliyorum . Utanmasam evlenme teklifi edeceğim o raddeye varmak üzereyim yani şöyle düşünün masaya sanki yıldırım düşmüşcesine etrafı aydınlatıyor bu yakışıklı birde bir gülüşü var akıllara zarar , vicdansız öyle gülünür mü ... Tabiki de bu sırada aklımda düğünümüzde hangi model gelinlik giyeceğimi düşünüyorum . Prenses model ? mmm yok bana yakışmaz , balık ? olabilir bunu biraz düşüneyim derken o gereksiz o etrafı karartan ses duyuldu , ne oldu günışığı mı söndü ? Panikle etrafıma bakıyorum soluma döndüğümde  bu sesin  x'e ait olduğunu anlıyorum bana bir şeyler anlatıyormuş farkında bile değilim , e görmüyor musun canım meşgulüm işim var neden bu ısrar ? O anki hırsımla x'e oyalama beni, sus ,otur rakını iç diye bağırmak istiyorum ama tabiki de yapamıyorum ayıp yani yapılmaz. Şu an için bu sinirle kadehimi elimi alıyorum İris'e doğru uzatıyorum ,tokuşturuyoruz sonra masaya hafifçe kadehin altını vuruyoruz bu bizim için özel bir harekettir . Masada olanlara olmayanlara eskilerle yenilere saygıdır bizim için . Biran gözümün önüne eski anılar geliyor kaç kere kalktı bu kadeh ,kaç farklı hayatla tokuşturduk, kaç farklı insana adadık bu kadeh sesini ... Bu arada kabalık ettim üzgünüm , kendimi tanıtmayı unuttum ben Pubis , bahtsızlıklar kraliçesi olarak bilinirim ismimi o muhteşem anatomi derslerine borçluyum. 
Ben eskilere dalmış gidiyorken biranda irkilip kendime geliyorum ,  o gece o masada neler oldu , neler konuşuldu , nasıl adımlar atıldı merak ediyorsanız bu entrika dolu aşk üçgenine sizleri bekliyorum , yakında devamı için döneceğim ... Hey günışığı nerdesin ? Dur beni bekle geliyorummm !!

Continue reading

7 Eylül 2016 Çarşamba

Biz kimiz?

Şeker
Baharat
Ve
İyi olan her şey

Bunlar mükemmel üçlüyü yaratmak için malzemeler, ancak profesör bu karışımın içine bi' malzeme daha ekledi.

KİMYASAL X

Böylelikle THE CLAVICULA'S doğdu!

Süper güçlerini kullanarak: Iris, Pubis ve Sternum yaşamlarını; Gıybet, Fitnelik fesatlık ve Aşka adadılar!

Bizler aynı sınıfta okuyan en iyi 3 arkadaşız.

Bloğumuzda seyahat ettiğimiz yerleri, yaşadığımız komik olayları, izlediğimiz ve size önermek istediğimiz dizi yada filmleri ve kazanmış olduğumuz tecrübeleri sizinle paylaşıyor olacağız.

İsimlerimizin okuduğumuz bölümle alakalı olmasını istediğimiz için tıbbi terimleri seçtik.

YAKINDA GÖRÜŞMEK ÜZERE!

BİZİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN!

                                                

Continue reading

Güncel konular, magazin, ve komik hikayeler için sizleri bekliyoruz....